top of page

Cicimle Tariflerin Hikayesi - Dördüncü Seri

Biten bir şeyin adı olmayabilir. Ama hissettirdiği tadı hep bilirsin.
Biten bir şeyin adı olmayabilir. Ama hissettirdiği tadı hep bilirsin.

Bu kez hikâye biraz farklı… İçinde limon gibi ferah bir gülümseme var. Sonra frambuaz gibi ekşi bir gerçek.

Ve en sonda çikolata gibi ağızda kalan bir özlem.

Her aşk, bir tatlı gibidir. Kimi ilk lokmada umut verir. Kimi ortasında sorgulatır. Kimi ise… en güzel yerinde yarım kalır.


3 tatlı

3 duygu

ve tek bir hikâye: bir kalbin çözülme serisi.


Bu seri, sadece mutfakta değil… kalpte pişti. Bir yazın içinde başladı, bir keki keserken duraksadı, ve tuzlu karamelli bir trüfle vedalaştı. Çünkü bazı tatlar damakta değil, hatırladığın anda geri gelir…


O sabah içim kıpır kıpır uyandım. Bilmiyorum… belki yazın güneşi böyle etkiliyor beni. Belki de onu gördüğümde kalbim, birden bire cam gibi açılıyor. İçimi aydınlatan bir şey var onda. Yüzüme doğru esen rüzgar gibi… Tatlı mı tatlı, ama limon gibi de ferah. Heyecan gibi…Yabancı ama tanıdık. Henüz hiçbir şey yaşanmamıştı aramızda. Ama bir şeyler olacakmış gibi hissediyordum. Daha çatalı ilk batırmadan, limonlu cup’ımın lezzetini tahmin edebildiğim gibi. Çünkü bazı tatlar, bakarken bile hissedilir. İşte bu, hikâyenin “ilk görüşte kıpırdanma” anı. Tatlı henüz bozulmadı. Tuz henüz gelmedi. Bu tarif de tam onun gibi: canlı, taze, heyecan verici.

Yaparken dinlemeniz gereken o şarkı - Tarkan - Kır Zincirleri



Her şey bu kadar güzel başlamışken… Bu kek gibi dolu dolu, yoğun, içten. Ama birden frambuaz gibi bir şey çıktı içimizden… Ekşi. Biraz fazla dürüst. Biraz fazla gerçek. Seninle bir şeyler paylaşırken hâlâ gülümsüyordum ama içimdeki cümle başka bir şey söylüyordu: “Bu hâlimi seninle paylaşamıyorum artık.”

Bir lokma daha aldım kekten. Yoğun, nemli, derin bir çikolata tadı… Ve sonra birden gelen o ekşi meyve.

Tıpkı seninle olan sohbetlerimiz gibi oldu bu tatlı: Önce çok tatlı, sonra birden acı. Ama vazgeçemiyorsun.

Çünkü bazen, en derin tatlar biraz da yanlış yerlerde çıkar ortaya.

Yaparken dinlemeniz gereken o şarkı - Jabbar - Cesaretsizce Olmuyor



O yaz, çok şey öğrendim. Mesela birinin sana tatlı davranmasının, gerçekten tatlı olduğu anlamına gelmediğini… Ve tuzun sadece yaraya değil, çikolataya da iyi gittiğini. O, başta badem ezmesi gibiydi. Sıcacık, tanıdık, huzur verici. Ama sonraları… Üstüne dökülen bir çay kaşığı tuz gibi, her şeyi sertleştirdi. Tatlı bir şeyin içindeki o hafif acılık gibi… Göz göze geldiğimizde bile artık sadece o “tuz tadı” kalmıştı.

Yine de ne zaman bitter çikolata görsem… Ne zaman bir tarifin üstüne “bir tutam deniz tuzu” serpiştirsem… Onu hatırlıyorum. Çünkü bazı tatlar, silinmez. Sadece sindirilir. Tarif aşağıda. Bu trüf, sadece bir tatlı değil. Bir hatırlayış. Bir vedalaşmayış.

Yaparken dinlemeniz gereken o şarkı - Hande Yener- Ben Senin Delinim

Yorumlar


  • Facebook
  • Instagram
  • Pinterest
bottom of page